Güvenlik Entegratörleri İçin Yeni Fırsatlar: Çevresel İzleme Uygulamaları

Abonelikler ve sözleşmeler kapsamında, aylık gelirlere dayalı güvenlik hizmetleri sunan entegratörler için işlerini büyütmenin en temel yolu, daha fazla müşteri edinmektir. Bununla birlikte geçerli bir diğer yaklaşım ise izlenen uç noktaların sayısını artırarak mevcut müşteri tabanına satmaktır. Bu yaklaşım bazı alarm satıcılarının, konut güvenlik portföylerini akıllı ev uygulamalarını içerecek şekilde genişletmelerine neden oldu. Entegratörler için bu akıllı ev modeli, konut dışı akıllı bina uygulamaları olarak müşterilere sunma fırsatı sağlıyor.

Örnek olarak, tipik bir okul müşterisinde yangın alarm istasyonları, duman ve CO dedektörleri ile birlikte muhtemelen bir erişim kontrol sistemi ve hareket dedektörleri bulunur. Bu çok iyi bir müşteri profili gibi gelebilir, ancak  potansiyelleri bir adım daha ileri götürüp, portföyünüzü çevresel izlemeyi de içerecek şekilde genişleterek, tipik güvenlik zihniyetinin dışına çıkabilirsiniz.

Çevresel İzleme Uygulamaları

Bina otomasyon sağlayıcılarının alanı olmakla birlikte, bir güvenlik sistemine kolaylıkla eklenebilen çevresel izleme uç noktaları bulunmaktadır. Bu uç noktaları hizmet portföyüne dahil etmek, müşteri artışının yanı sıra daha rakabetçi olmanıza da yardımcı olur.

İşte bazı tipik çevresel uç nokta uygulamaları:

Su algılama: Sızıntı yapan bir su ısıtıcıdan, aşırı akışlı bir lavabodan veya bir pompadan kaynaklanan su hasarı, yüksek onarım maliyeti ile sonuçlanabilir. Potansiyel zarara ve binlerce lira ödemeye kıyasla, su dedektörlerine yatırım yapmak, müşterilerin bu tür problemlerden kaçınmalarına yardımcı olmak için etkili bir yol olabilir.

Bilgisayar odalarının korunması: Bu önlemler özellikle ofisler, banka şubeleri, okullar veya devlet binaları için özellikle yararlıdır. En küçük bilgisayar odalarında bile aşırı sıcağa karşı binlerce lira değerindeki elektronik ekipman risk altındadır. Eşik alarmı veren bir sıcaklık veya su dedektörü, sorun felaket haline gelmeden önce müşteriye cevap verecek kadar uyarıda bulunabilir.

Depolama alanlarını izleme: Bir müşterinin binasındaki bir depolama tesisi veya bir depolama alanı, belirli bir sıcaklık aralığında ve genellikle kuru kalmalıdır. Depolananların korunması için çevresel detektörlerin maliyeti, tehlikeye maruz kalan kayıplara kıyasla küçük bir fiyattır.

Buzdolablarının veya dondurucuların bakımının yapılması: Buzdolabı ve dondurucular içerdeki ürünlerin güvenli olduğundan emin olmak için belirli sıcaklık aralıklarında kalmalıdır. Belirli bir eşik geçilince alarm veren sıcaklık dedektörleri, bir buzdolabı veya dondurucu belirlenen ayar noktasından sapmaya başlar başlamaz müşterileri uyarabilir. Bu müşteriler açısından içeridekilerin düzgün bir şekilde depolanıp saklanmadığını bilmemekten çok daha iyi bir yaklaşımdır.

Sıcaklık kaydı: Sağlık merkezlerinde gıda, ilaç veya aşıların düzgün bir şekilde depolandığından ve kullanım için uygun olduğundan emin olmak için belirli aralıklarla sıcaklıkların kaydedilmesini gerektirir. Çevresel denetimi genişletmek isteyen güvenlik entegratörleri için, sistemin sıcaklık okumalarını kaydetmesini sağlamaları, yeni müşterilerin ve yeni hizmetlerin kapısını açabilir. Mağazalar, restoranlar, eczaneler ve ilgili işletmeler sıcaklık günlüklerini genellikle manuel olarak tutarlar. Onlar için bu işlemi otomatik hale getirmek, işçilik maliyetlerini düşürebilir ve kayıt doğruluğunu garantileyebilir.

Çevresel izleme teklifi vermek, entegratörleri bir organizasyonda farklı satın alma merkezleri aramasına olanak tanır. Örneğin, tesis yöneticisi su algılama ile ilgilenebilirken, BT yöneticisi bilgisayar odası hakkında endişe edebilir. Sonuç olarak var olan müşterilerinizin sistem yatırımlarından ek değer kazanmalarına yardım ederek, daha güçlü bir ilişki kurabilirsiniz. Benzer şekilde, bu tür çevresel izleme hizmetleri sunmak, sizinle yalnızca güvenlik izlemeye odaklanan rakipler arasında bir farklılaşma yaratarak, yeni müşterileri çekmeye yardımcı olabilir.

Kablolu ve kablosuz altyapılar: Yeni inşaatlar için kablolu bir güvenlik sisteminin kurulması basittir. Ancak, bina tamamlandıktan sonra kablolu çevre izleme uç noktaları eklemek pratik olmayabilir. Gereken hat gücü, kurulum noktasında mevcut olmayabilir ve panoya geri dönen bir kabloyu tamamlamak maliyetli olabilir.

Bazı müşteriler için, yüzde 100 kablolu bir sistem, her zaman en iyi seçenek değildir. Örneğin tarihi yapılar veya kültürel tesisler yenilenebilir mekanlardır. Ancak burada müşterinin istediği son şey, binanın görsel çekiciliğini ve dokusunu tehlikeye atan, duvarlarda delikler açarak kablolama yapan bir montajcıdır. Kablosuz çözümler, mevcut binalarda yenilenme ve ekleme için özel olarak hazırlanmıştır. Akülü oldukları için, bir prize erişmeleri gerekmez ve kablosuz sinyal ile çalıştırmanın kablo maliyeti yoktur.

Dahası, telsiz maliyeti yüksek olan depolar veya geniş kampüsler gibi geniş alanlar için kablosuz, mükemmel bir seçenek olabilir. Bu gibi durumlarda, hem kablolu hem de kablosuz uç noktalarından gelen alarmlar, entegrasyonu kolaylaştıran tek bir güvenlik paneli tarafından toplanabilir.

Bu durumlarda başarısı, doğru iş için doğru kablosuz çözümü kullandığınızdan emin olmanıza bağlıdır. Müşterinin alt yapısını inceleyin. Ticari müşteriler genelde kullandığınız güvenlik panelleriyle uyumlu, ticari amaçlı kablosuz sistemler ister.

Müşterilere çevresel izleme ihtiyaçları hakkında soru sormak, daha önce dikkate almadığınız akıllı bina fırsatlarını ortaya çıkarabilir ve müşterilerin güvenlik amaçlı uygulamaların ötesine geçebileoek ek değerleri fark etmelerine yardımcı olabilir. Müşteri beklentilerini belirleyen Nesnelerin İnternet'i (IoT) yaygınlaşırken, güvenlik ve bina otomasyon sağlayıcıları arasındaki hatları bulanıklaştırdı. Saldırı ve yangın alarmlarının ötesinde hizmet sunma özelliğine sahip olmayan güvenlik entegratörleri, müşterilerinin değişen çevre koşullarını yerine getirememe riskini taşır. Bu bağlamda, çevresel izleme hizmetlerinin sunulması, rekabet avantajı yaratır.