Güvenlik kamerası hareketi nasıl algılar?

Hareket algılama, birçok güvenlik kamerası için en önemli işlevlerden biridir. Hareket alanını dikkatle izleyen yerleşik sensörler sayesinde, evinizdeki herhangi bir şüpheli etkinlik durumunda, anında uyarılacağınızdan emin olarak işinize gidebilirsiniz. Bu pratik özelik olmasaydı, şüpheli bir durumu anında görebilmek için gözlerinizi kameralardan bir an bile ayırmamamız gerekirdi.

Profesyonel güvenlik kameraları hareketleri algılamak için ışık darbeleri, termal ölçümler ve radyo dalgalarını kullanabilir. Ancak tüketici tipi güvenlik kameraları yaygın olarak aşağıdaki iki yöntemden birini kullanır:

Pasif Kızılötesi (PIR): Pasif kızılötesi sensörler tüm canlılar tarafından yayılan ortam ısısını izler. Bir PIR sensörü bu sıcak nesnelerin veya nesne ile arka plan sahnesi arasında önemli bir sıcaklık farkı olduğunu tespit ettiğinde, kamera kayıt yapmaya başlamak için kullanıcıya uyarı gönderir.

Bilgisayar vizyonu (CV): Bilgisayar vizyonu, kamera yazılımının canlı videonun ardışık karelerini analiz ettiği ve yeterince büyük bir değişiklik tespit edildiğinde olayı kaydettiği daha gelişmiş bir yaklaşımdır. CV yaklaşımı birçok farklı yöntemi içerir. En temel yöntem, kısa bir zaman diliminde, piksellerde önemli bir değişiklik aramaktır. Diğer bir yol ise piksel gruplarını izlemek ve yönelim kalıplarını tanımlamaya çalışmaktır.

Bununla birlikte tüm CV yaklaşımlarının arkasındaki fikir aynıdır: hareketi tespit etmek ve mümkünse, taşınan nesnenin şeklini belirlemek. Daha sonra, hareket eden nesneyi sınıflandırmak için daha ileri yöntemler eklenebilir ki bu kişi, hayvan, araç veya ağaç gibi nesnelerden oluşabilir.

Hareket algılama yöntemleri, artılar ve eksiler

IR sensörleri, vücut ısısını izledikleri için, yakındaki bir fanın neden olduğu uçuşan perdeler veya pencereden ışık geçişindeki bir değişiklik gibi hareketlere karşı CV temelli kameralardan daha basit bir şekilde filtrelemeye sahiptirler.

PIR aynı zamanda güç açısından da verimlidir. Bu yüzden PIR, düşük güçte çalışan ve hareketi algılayana kadar kayıt yapmayan, genellikle pil ile çalışan kameralarda kullanılır. Hareket algılandığında, kamera yüksek güç tüketimine yani kayıt durumuna geçer.

Fakat PIR tabanlı kameralar zamanlarını düşük güç moduna geçirdikleri için, uyanmaları ve kaydetmeye başlamaları daha fazla zaman alabilir. Bu ise yüzleri en görünür olduğunda bir gibi hareket uyarısını tetikleyen eylemin bir kısmını kaçırabileceğiniz anlamına gelir. Bu, adli deliller söz konusu olduğunda çok önemli bir ayrıntıdır. Ayrıca, teknolojinin doğası gereği sensörler cam arkasından hareketi algılayamayacakları için, iç mekan kamerası ile dışarıyı izlemek gibi senaryolar için uygun değildirler.

CV hareket algılamanın ana avantajı, sahnenin daha büyük bir analizinin yapılması ve daha önce de belirtildiği gibi, kişinin algılanması veya yüz tanıma gibi gelişmiş özellikler aracılığıyla hareketi yaratan nesnenin tanımlanmasını sağlamasıdır. Ancak bunu mümkün kılan algoritmaların çoğu, kamerada yerel olarak çalışamaz. Pro güvenlik kameralarında, kameraya entegre yazılım modülleri olmasına rağmen, bu özellik tüketici kameralarında pek yaygın değildir. Bunun yerine, algoritmalar bulutta bulunan ve genellikle yalnızca ücretli bir abonelikle kullanılan uzak sunucularda barındırılır. Bu ise kamera fiyatını ölçüde düşürür.

Yanlış uyarıları azaltma

Yanlış algılama uyarıları muhtemelen ev güvenlik kamera sahipleri için en büyük sorundur. Telefonunuza gelen bildirimlerin üstesinden gelmek hem sıkıcı hem de yorucudur. Yanlış alarm sorunu, birçok kullanıcıyı cihazlarının en önemli özelliğini devre dışı bırakmaya zorlar.
Bir yazılımımın kalitesi kullanılan algoritmaların kalitesine bağlıdır. Gelişmiş algoritmalara sahip güvenlik kameraları, algıladığı hareketin insanlar, hayvanlar ve hatta otomobillerden kaynaklanıp kaynaklanmadığını belirleyebilir.

Kamera üreticileri, her biri değişen derecelerde olmak üzere yanlış alarmları azaltmanın çeşitli yollarını sunar. Kameralar genellikle, PIR hareket algılamayı kullanarak mesafe ve ısı üzerinden hassasiyet düzeyini ayarlamanıza izin verir.

CV yanlış uyarıları azaltmak için daha fazla seçenek sunar. En popüler olanlardan biri hareket algılama bölgelerini ayarlanabilmesidir. Bu özellik ile belirli bir alan seçilerek, bu alanın dışındaki hareketlerin göz ardı edilmesini sağlar. Örneğin bina girişi seçildiğinde, karşı kaldırımdaki hareketler filtre dışı bırakılabilir. Maskeleme özelliği istenilen yerlere odaklanabilmeye olanak tanıdığı için oldukça etkili ve kullanıcı dostu bir çözümdür.

Bir bütün olarak bakıldığında, bu gelişmiş özelliklerdeki ana problem onların güvenilirliğinin sadece arkasındaki algoritmalar kadar güçlü olmasıdır. Örneğin yüz tanıma özelliğine sahip üç farklı kamera şaşırtıcı derecede farklı sonuçlar verebilir.

Hareket algılamadan en iyi şekilde yararlanma

Hareket algılama teknolojisi sürekli gelişiyor olsa da, kameranızın doğruluğunu artırmak için yapabileceğiniz çok şey var.

Üreticinin sağladığı herhangi bir yerleştirme talimatını dikkate alarak işe başlayın. Kameranızın size yüzleri isimlendirmek, hareketi ilginç veya ilgi çekmeyen olarak etiketlemek gibi öğrenmenize yardımcı olacak herhangi bir işlev sunuyorsa mutlaka yararlanın. Bu, kameranın performansını optimize etmeye yardımcı olacaktır. Ayrıca, kameranızın hareket duyarlılığı ayarlarıyla, sizin için doğru olan bildirim sıklığını bulana kadar alıştırmalar yapın.

Birçok kullanıcı cihazları fabrika ayarlarında kullanmaya eğilimlidir. Bu ise cihazın daha iyi performans göstermesine yardımcı olmak için büyük bir fırsatın kaçırılması anlamına gelir. Özelleştirilebilir ayarların, farklı senaryolar ve uygulama için farklı çözümler anlamına geldiğini unutmayın.