EN ÇOK OKUNAN MAKALELER
Makaleler Yükleniyor...
E-BÜLTENİMİZE ABONE OLUN!
Sektördeki son haberleri takip etmek
için ücretsiz haftalık bültenimize
abone olun...
Sektörden İş Fırsatları
Güvenlik sektöründeki iş fırsatlarını buradan takip edebilirsiniz! Aradığınız kariyer fırsatları burada...
MAKALE DETAYI
1960'lardan Günümüze Yüz Tanıma Teknolojisinin Evrimi
İlk yüz tanıma uygulamasını kim geliştirdi? Yüz tanıma teknolojisinin tarihi.
Yapay zeka, makine öğrenimi ve biyometrik teknolojideki ilerlemeler sayesinde bilgisayarlı yüz tanıma teknolojisi hızlı bir yükselişe sahne oluyor. Artan doğruluk ve erişilebilirlik sunan yüz tanıma teknolojisinin bu denli yaygınlaşmasında sosyal medya, televizyon ve diğer özelleşmiş iletişim ağları etkili bir rol oynuyor.
1960'ların sonunda, yüz tanıma teknolojisi, tanıma doğruluğu açısından insanları geride bıraktı. Yüzyılın sonlarına doğru, alanında önemli bir yere sahip olan Almanya'daki Bochum Üniversitesi yüksek doğruluk sunan yeni bir teknoloji geliştirdi. Teknolojinin ilk alıcıları banka ve havalimanı müşterileri oldu.
Bu aşamadan itibaren yüz tanıma piyasası giderek büyümeye başladı. İlk geliştirildiği yıllardan bu yana önemli bir yol kat eden yüz teknolojisi, günümüzde, canlı CCTV beslemeleri ve standart bilgisayar donanımı gibi yaygın olarak kullanılan donanımlarla, doğru tanımlama yapılabilmesini hedefliyor.
Yüz tanıma ile amaçlananın, canlı CCTV beslemeleri ve standart bilgisayarlar gibi yaygın olarak kullanılan donanımla başarılı ve doğru bir şekilde tanımlama yapılması olduğu düşünüldüğünde durum daha da zorlayıcı hale geliyor. Çünkü 1960'lardaki 90 saniyede bir tanımlama yapan teknolojinin aksine, güvenlik sektörünün dinamikleri eşleşen kişiler hakkında anında geri bildirim gerektiriyor.
Yüz tanıma teknolojisinin tarihi
Bilgisayar bilimci Woody Bledsoe, kılavuz çizgilerini kullanarak yüzleri sınıflandırmak için bir yöntem geliştirdiğinde takvimler 1960’ları gösteriyordu. Bilgisayarlı yüz tanıma teknolojisinin başlangıcı sayılan Woody’nin bu yöntemi, büyük oranda insan katılımı gerektiriyordu, çünkü bir kişinin yüz özelliklerinin koordinatlarını bir fotoğraftan çıkarmak ve bu bilgiyi bir bilgisayara girmek zorlu bir işti. Teknoloji, o yıllarda saatte sadece 40 yüzle eşleşebililiyordu. Her yüzün eşleşmesi yaklaşık 90 saniye sürse de bu o dönem için oldukça etkileyici bir gelişmeydi.1960'ların sonunda, yüz tanıma teknolojisi, tanıma doğruluğu açısından insanları geride bıraktı. Yüzyılın sonlarına doğru, alanında önemli bir yere sahip olan Almanya'daki Bochum Üniversitesi yüksek doğruluk sunan yeni bir teknoloji geliştirdi. Teknolojinin ilk alıcıları banka ve havalimanı müşterileri oldu.
Bu aşamadan itibaren yüz tanıma piyasası giderek büyümeye başladı. İlk geliştirildiği yıllardan bu yana önemli bir yol kat eden yüz teknolojisi, günümüzde, canlı CCTV beslemeleri ve standart bilgisayar donanımı gibi yaygın olarak kullanılan donanımlarla, doğru tanımlama yapılabilmesini hedefliyor.
Modern yüz tanıma
iPhone X Face ID özelliği, MasterCard Identity Check, havalimanlarındaki online gişeler ve diğer güvenlik ve erişim kontrol noktaları gibi uygulamalar başta olmak üzere yüz tanıma çok sayıda kamusal ve ticari uygulamalarda kullanılıyor. Bununla birlikte teknoloji, güvenlik sektörü için çözülmesi gereken çok daha karmaşık bir problemi de beraberinde getiriyor. Hareketli ve değişen bir ortamda bir yüzün nasıl seçileceği ve çeşitli yüzlerle nasıl karşılaştırılacağı, güvenlik için önemli bir sorun olarak karşımıza çıkıyor.Yüz tanıma ile amaçlananın, canlı CCTV beslemeleri ve standart bilgisayarlar gibi yaygın olarak kullanılan donanımla başarılı ve doğru bir şekilde tanımlama yapılması olduğu düşünüldüğünde durum daha da zorlayıcı hale geliyor. Çünkü 1960'lardaki 90 saniyede bir tanımlama yapan teknolojinin aksine, güvenlik sektörünün dinamikleri eşleşen kişiler hakkında anında geri bildirim gerektiriyor.
Güvenlik uygulamaları
Tüm yüz tanıma teknolojilerinin arkasındaki yöntem aynı temele dayanıyor: Tanımlama yapılacak kişinin pasaport fotoğrafı gibi tam yüz görüntüsünün alınması. Ancak, makine öğrenimi ve yeni yazılımlar görüntü kalitesine ilişkin standartları daha esnek hale getiriyor. Algoritmalar görüntüyü sayısal bir şablona dönüştürüyor. Her bir görüntünün sayısal şablonu benzersiz olarak oluşturuluyor. Aynı kişiden gelen şablonlar, farklı kişilerin şablonlarına kıyasla birbirine daha benzer olsa da her sayısal şablon birbirinden farklı olarak kaydediliyor. Daha sonra, hedef yüz, bir veritabanında saklanan tüm şablonlarla saniyeler veya milisaniye cinsinden eşleştirerek tanımlanıyor. Teknoloji son derece karmaşık olmasına rağmen, insanların yüz şablonlarını gerçek zamanlı olarak almak ve veritabanındakilerle karşılaştırmak olarak özetlemek mümkün görünüyor..Gerçek zamanlı değerlendirme
Teknik gelişmeler sayesinde, yüz tanıma sistemi artık bir futbol stadyumuna giriş yapmaya çalışan hooliganları tanımlamaktan, restoranların VIP ya da kara listeleri gibi çeşitli ticari ortamlarda da kullanılabiliyor. Ancak, yüz tanıma teknolojisinin en son evrimi, daha zorlu uygulamalarla sınırları zorluyor. Sırada vücut kameraları gibi kameralardan gelen canlı akışlardan kişileri doğrudan eşleştirme var. Başta gözetim devi Çin olmak üzere çeşitli polis teşkilatlarında kullanılmaya başlayan teknoloji, güvenlik güçlerine kişiyi bir fotoğraftan tespit etme ve kimliklerini doğrulama becerisi kazandırıyor. Uygulamaya daha geniş kapsamlı bakıldığında, güvenlik güçlerinin durdurma, arama veya tutuklama gibi her etkileşiminin, yüz tanıma ile destekleneceği yıllar çok uzak görünmüyor.
Bu Makalenin Yorumları
Yorum Yazın
Yorum Yazın