Teknoloji, Güvenli Şehirleri Nasıl Geliştiriyor?

Güvenlik kamera sistemleri ve gelişmiş analizlerle zenginleştirilmiş güvenlik teknolojileri, şehirlerde güvenli bir ortam yaratmak için dünyadaki belediyeler arasında giderek daha fazla yaygınlaşıyor.

Güvenli şehirler hakkında NEC sponsorluğunda gerçekleştirilen bir araştırma, güvenlik teknolojilerindeki gelişmelerin şehir güvenliğindeki etkilerini detaylarıyla ortaya koyuyor.The Economist Intelligence Unit tarafından yayınlanan Güvenli Şehirler 2017 raporunda genel güvenlik açısından, küresel çapta ilk 60 şehir sıralandı. Dünyanın en güvenli ilk on şehri olarak Tokyo, Singapur, Osaka, Toronto, Melbourne, Amsterdam, Sidney, Stockholm, Hong Kong ve Zürih  listede yer aldı.



Raporda, güvenli şehirler başlığının alt kategorileri olarak  şehirler dijital, sağlık, altyapı ve kişisel güvenlik kriterlerine göre de sıralandı. Kişisel güvenlik bakımından ilk on şehir sıralamasında Singapur birinci olurken, Wellington, Osaka, Tokyo, Toronto, Taipei, Hong Kong, Melbourne, Stockholm ilk 9 en güvenli şehirler olarak belirlendi.

Güvenli şehirler raporuna göre şehirlerde güvenlik kamerası sistemlerinin, güçlü bir suç önleme aracı olmaya devam ettiği belirtiliyor. Güvenlik kameraları; yüz tanıma, yürüyüş analizi ve davranış tespiti gibi yapay zeka teknolojileri ile beraber kullanıldığında, suç odaklı davranışı veya olağandışı etkinlikleri tespit edilebiliyor. Böylece şehir yöneticileri, acil müdahale gerektiren durumlarda çok daha hızlı ve etkin kararlar alabiliyor.

Raporda, güvenlik teknolojilerinin sahip olduğu yeni yeteneklerin yanı sıra, terör olaylarının artması ve şehirlerdeki nüfusun yükselmesinin bir sonucu olarak güvenlik teknolojisi pazarının da hızla büyüdüğü belirtildi. IHS Markit tahminlerinden yola çıkan rapora göre küresel olarak 2012’de 200.000’den az olan profesyonel pazardaki HD CCTV kameralarının 2017'de yaklaşık 29 milyona ulaşacak.


Siber güvenlik kritik öneme sahip



Raporda güvenli şehirlerin önemli bir ayağını oluşturan siber güvenlik konusuna da değiniliyor. Örneğin, ulaşım sistemlerinde meydana gelen siber saldırıların hizmet kesintilerine ve diğer olumsuz sonuçlara neden olabilir. Araştırmaya göre, dijital güvenlik anlamında ilk on şehir Tokyo, Singapur, Chicago, Amsterdam, Hong Kong, Toronto, Los Angeles, San Francisco, New York ve Dallas olarak sıralandı.

Sağlık güvenliği açısından, sağlık hizmetlerine erişilebilirlik ve yeşil alan kriterleri üzerinden değerlendirilen şehirler arasında  Osaka ilk sırada yer alırken, Tokyo, Frankfurt, Zürih, Seul, Sidney, Brüksel, Paris, Melbourne ve Stockholm listeyi paylaştı.

Binaların, yolların, köprülerin ve diğer fiziki altyapının güvenliği bakımından ilk on şehir ise Singapur, Madrid, Barselona, Stockholm, Wellington, Amsterdam, Hong Kong, Melbourne, Sidney ve Zürih oldu.

Raporda, belediye yöneticilerinin şehir güvenliğine yatırım yaparken bir takım faktörlere ve bu faktörlerin bağlantılı sonuçlarına odaklanması gerektiğinin altı çiziliyor. Örneğin, siber saldırılar şehrin güç ve su şebekeleri gibi hayati öneme sahip sistemleri bozabilir. Böyle bir riskin var olması dijital güvenliği altyapı güvenliği açısından kritik hale getiriyor.

Rapora göre fiziksel altyapının dayanıklılığı ve kalitesi, solunum yolu hastalığı gibi kronik koşulların yaygınlığını ve kentte meydana gelen trafiğe bağlı yaralanma ve ölüm oranını ve dolayısıyla sağlık güvenliğini etkiliyor. Bu nedenle, yerel yönetimlerin şehir güvenliğini bütüncül bir yaklaşımla ele alması öneriliyor.