EN ÇOK OKUNAN HABERLER
Haberler Yükleniyor...
E-BÜLTENİMİZE ABONE OLUN!
Sektördeki son haberleri takip etmek
için ücretsiz haftalık bültenimize
abone olun...
Sektörden İş Fırsatları
Güvenlik sektöründeki iş fırsatlarını buradan takip edebilirsiniz! Aradığınız kariyer fırsatları burada...
HABER DETAYI
IoT ve CCTV için ufukta neler var
Güvenlik sektörü, gelişen teknolojiye ayak uyduruyor.
IoT Kavramı
‘Nesnelerin İnterneti’ ya da İngilizce kısaltmasıyla IoT, çeşitli haberleşme protokolleri sayesinde birbirlerine bağlanarak bilgi paylaşımında bulunan ve akıllı bir ağ oluşturmuş cihazları temsil ediyor. Günlük hayatta kullandığımız her cihaz artık internete çıkıyor. Bir MAC ve IP adresine sahip ve birbirleri ile sürekli haberleşme halindeler. Kevin Ashton tarafından 1999 yılında ortaya atılan bu kavram ilk başlarda RFID etiketleri sayesinde radyo frekansı üzerinden birbirleriyle haberleşen cihazları kapsıyordu ancak gelişen teknoloji ile konsept çok daha geniş bir vizyona erişti. Bu konsept sadece evimizdeki eşyaları ya da yoldaki trafik ışıklarını değil fabrikalarda üretim yapan makinaları da kapsıyor. Eşyalar düşünüyorlar ve karar veriyorlar.
Yani Internete bağlı olmak dediğimizde aklımıza ilk anda gelen bilgisayar, telefon, tablet gibi araçlar internete bağlı olan tek cihaz değiller. Bunların haricinde birçok makina ve hatta günlük hayatımızda kullandığımız eşyalar da internete bağlı ve birbirleri ile haberleşiyor. 2008 yılında internete bağlı nesne sayısı yeryüzündeki toplam insan nüfusundan daha fazlaydı ve bu rakamın 2020 ‘de 50 milyar seviyesine çıkması bekleniyor. Aynı yıl, IoT sistemine dahil olacak cihaz sayısının 25 milyarı bulacağı öngörülüyor. Bu arada eskiden bu kadar makinaya verebileceğimiz IP adreslerine sahip değilken, Internetin yavaş yavaş IPv6 sistemine geçmesi ile birlikte yeterliden çok daha fazla sayıda IP adresine ulaşmış olacağız. Kullanılan her cihazın internet ağına bağlı kalarak, tüm olasılıkları hesapladığını var sayarsak, IoT kavramı gelecekte hayatın her alanında insanlara yardımcı olacaktır.
Güvenli Gelecek
IoT kavramı yerini sağlamlaştırdıkça, diğer sektörler gibi güvenlik sektörü de gelişen teknolojiye ayak uyduruyor. IP tabanlı kameralarla birlikte yüksek çözünürlüklü kameralar ve yeni nesil alarm sistemleri hayatımıza girmeye başladı. IoT sistemine bağlı cihazlar günlük hayatımıza daha da entegre hale geldiğinde, kötü niyetli saldırılardan korunmak için yenilikçi güvenlik çözümleri ihtiyacı doğacaktır.
Doğru uygulanmışsa IoT, verimliliği artırabilir, maliyetleri düşürebilir, güvenlik ve kolaylık sağlayabilir. Hem pozitif hem de negatif bakış açısı göz önüne alındığında, internet bağlantısı olan CCTV kameraları gibi tek bir teknoloji grubuna bakmaya yardımcı olabilir.
CCTV ve IoT birleştiğinde eski sistemlere göre açık ara avantaj sağlayabilir. Bir cloud (bulut) sistemine bağlı depolamayla yüksek çözünürlüklü görüntüler daha kolay depolanabilir, dahili bir yonga canlı görüntü akışını sağlayarak kablolu altyapıya ihtiyaç duyulmadan izleme yapılmasını sağlar. Bu durum masrafları düşürerek rahatlığı artırabilir. Tam zamanlı izleme kolaylığı sayesinde özel bir güvenlik odasına ihtiyaç kalmayabilir. Akıllı kameralar, hareket tespit edildiğinde seçilen bir grubu veya kişiyi kaydetmek ve bildirmek için bile yapılandırılabilir. Bu, bir video izleme sisteminin ve bir hırsız alarmının işlevlerini tek bir teknolojide birleştirir.
Bu gibi avantajlarla işletmelerin ve ev kullanıcılarının neden bir ağa bağlı CCTV sistemi ile ilgilendiklerini kolayca anlayabiliriz.
Akıllı cihazlar yaşadığımız dünyayı dönüştürüyor. Peki sizce değişim her zaman pozitif mi?
‘Nesnelerin İnterneti’ ya da İngilizce kısaltmasıyla IoT, çeşitli haberleşme protokolleri sayesinde birbirlerine bağlanarak bilgi paylaşımında bulunan ve akıllı bir ağ oluşturmuş cihazları temsil ediyor. Günlük hayatta kullandığımız her cihaz artık internete çıkıyor. Bir MAC ve IP adresine sahip ve birbirleri ile sürekli haberleşme halindeler. Kevin Ashton tarafından 1999 yılında ortaya atılan bu kavram ilk başlarda RFID etiketleri sayesinde radyo frekansı üzerinden birbirleriyle haberleşen cihazları kapsıyordu ancak gelişen teknoloji ile konsept çok daha geniş bir vizyona erişti. Bu konsept sadece evimizdeki eşyaları ya da yoldaki trafik ışıklarını değil fabrikalarda üretim yapan makinaları da kapsıyor. Eşyalar düşünüyorlar ve karar veriyorlar.
Yani Internete bağlı olmak dediğimizde aklımıza ilk anda gelen bilgisayar, telefon, tablet gibi araçlar internete bağlı olan tek cihaz değiller. Bunların haricinde birçok makina ve hatta günlük hayatımızda kullandığımız eşyalar da internete bağlı ve birbirleri ile haberleşiyor. 2008 yılında internete bağlı nesne sayısı yeryüzündeki toplam insan nüfusundan daha fazlaydı ve bu rakamın 2020 ‘de 50 milyar seviyesine çıkması bekleniyor. Aynı yıl, IoT sistemine dahil olacak cihaz sayısının 25 milyarı bulacağı öngörülüyor. Bu arada eskiden bu kadar makinaya verebileceğimiz IP adreslerine sahip değilken, Internetin yavaş yavaş IPv6 sistemine geçmesi ile birlikte yeterliden çok daha fazla sayıda IP adresine ulaşmış olacağız. Kullanılan her cihazın internet ağına bağlı kalarak, tüm olasılıkları hesapladığını var sayarsak, IoT kavramı gelecekte hayatın her alanında insanlara yardımcı olacaktır.
Güvenli Gelecek
IoT kavramı yerini sağlamlaştırdıkça, diğer sektörler gibi güvenlik sektörü de gelişen teknolojiye ayak uyduruyor. IP tabanlı kameralarla birlikte yüksek çözünürlüklü kameralar ve yeni nesil alarm sistemleri hayatımıza girmeye başladı. IoT sistemine bağlı cihazlar günlük hayatımıza daha da entegre hale geldiğinde, kötü niyetli saldırılardan korunmak için yenilikçi güvenlik çözümleri ihtiyacı doğacaktır.
Doğru uygulanmışsa IoT, verimliliği artırabilir, maliyetleri düşürebilir, güvenlik ve kolaylık sağlayabilir. Hem pozitif hem de negatif bakış açısı göz önüne alındığında, internet bağlantısı olan CCTV kameraları gibi tek bir teknoloji grubuna bakmaya yardımcı olabilir.
CCTV ve IoT birleştiğinde eski sistemlere göre açık ara avantaj sağlayabilir. Bir cloud (bulut) sistemine bağlı depolamayla yüksek çözünürlüklü görüntüler daha kolay depolanabilir, dahili bir yonga canlı görüntü akışını sağlayarak kablolu altyapıya ihtiyaç duyulmadan izleme yapılmasını sağlar. Bu durum masrafları düşürerek rahatlığı artırabilir. Tam zamanlı izleme kolaylığı sayesinde özel bir güvenlik odasına ihtiyaç kalmayabilir. Akıllı kameralar, hareket tespit edildiğinde seçilen bir grubu veya kişiyi kaydetmek ve bildirmek için bile yapılandırılabilir. Bu, bir video izleme sisteminin ve bir hırsız alarmının işlevlerini tek bir teknolojide birleştirir.
Bu gibi avantajlarla işletmelerin ve ev kullanıcılarının neden bir ağa bağlı CCTV sistemi ile ilgilendiklerini kolayca anlayabiliriz.
Akıllı cihazlar yaşadığımız dünyayı dönüştürüyor. Peki sizce değişim her zaman pozitif mi?
Bu Haberin Yorumları
Yorum Yazın
Yorum Yazın